Türkiye’nin günlerce konuştuğu cinayet 11 Mayıs’ta Balıkesir’de işlenmişti. Bir zincir restoranda motokurye olarak çalışan Balıkesir Üniversitesi Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü öğrencisi Ata Emre Akman, sipariş dönüşü sokak ortasında “tanımadığı” E.Ö.’nün (17) saldırısına uğradı. 20 yaşındaki Akman, vücuduna aldığı 25 bıçak darbesiyle yaşamını yitirdi. Katil zanlısı E.Ö. ile azmettiricisi olduğu iddia edilen babası Orhan Ö. tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cinayetin Akman’ın sipariş götürdüğü binada Orhan Ö.’nün eski imam nikâhlı eşinin yaşadığı için işlendiği ortaya çıktı. Hazırlanan iddianamede E.Ö.’nün 18 yaşından küçük olduğu belirtilerek “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürme” suçundan 18 yıldan 24 yıla, babası Orhan Ö. için de “tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmeye azmettirme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesi talep edildi. Cinayete ilişkin davanın ilk duruşması yarın Balıkesir Adliyesi’nde görülecek.
‘KEMİK YAŞI TESPİT EDİLSİN’
Duruşma öncesi Ata Emre Akman’ın annesi Zuhal Akman Cumhuriyet’e konuştu. Suçluların en ağır cezayı almasını istediklerini söyleyen anne Akman, “28 Haziran’da ilk duruşma görülecek. Suçluların en ağır cezayı almasını istiyoruz. Birincil istediğimiz kemik yaşı tesptinin yapılması. Katilin 17 yaşında olduğu ifade ediliyor ancak il sağlık müdürlüğünün ibraz ettiği bir belge var. Buna göre katilin 2007 yılına ait topuk kanı numunesinin olmadığı görülüyor. Ayrıca annesinin de 2007 doğumlu bir bebek kaydı ve numunesi de yok” ifadesini kullandı.
‘CAYDIRICI CEZA VERİLMELİ!’
Türkiye’deki ceza infaz yasalarının değiştirilmesi gerektiğini de ifade eden anne Akman, suçlulara caydırıcı cezalar verilmesi gerektiğini söyledi. Akman, “Herkes eline silah alıyor, bıçak alıyor. Sürekli cinayet haberi görüyoruz. Suçlular cezaevinden izne çıkıp yine suç işliyor. İnfaz yasalarının düzenlenmesi gerekiyor. Bu hem bizim hem de Türk halkının fazlasıyla canını yakıyor” ifadelerini kullandı.
Akman, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Ata 20 yaşına daha yeni girmişti. 30 Ocak’ta doğdu. Çocuğum 20 yaşını yaşayamadı. Ülkeyle ilgili planları vardı. Yurtdışında okuma fırsatı varken gitmedi. Güzel bir Türk genci ve bir dünya insanıydı.”